Son zamanlarda yapılan bir anket, ABD halkının %62'sinin önümüzdeki yıl içinde işsizlik oranının yükseleceğini beklediğini gösteriyor; bu rakam 2008 küresel finans krizinden bu yana görülen en yüksek seviye. Dikkate değer bir şekilde, bu oran 12 ay içinde iki katına çıkmış durumda, ki bu durum ekonomik durgunluk dönemleri dışında son derece nadir bir olgudur.
Araştırma ayrıca ilginç bir olguyu gün yüzüne çıkardı: Yüksek gelir gruplarının istihdam beklentilerine duyduğu endişe, orta ve düşük gelirli ailelerden bile daha fazla. Bu yaygın karamsar ruh hali, tarihsel olarak genellikle işsizlik oranlarındaki keskin artışla yakından ilişkilidir.
Analistler, bu kadar büyük ölçekli bir beklenen değişimin geçmiş ekonomik döngülerde genellikle işsizlik oranlarının fırlamasıyla ilişkilendirildiğini belirtiyor. Bu durum, ekonomistlerin ve politika yapıcıların büyük bir dikkatle izlediği bir olgu haline geldi; bu kişiler, alım gücünü değerlendirmek için istihdam piyasasındaki gelişmeleri dikkatlice takip ediyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri'nde resmi işsizlik oranı şu anda oldukça düşük seviyelerde olmasına rağmen, halkın bu yaygın endişe duygusu, ekonomik büyümenin yavaşlaması, enflasyon baskıları ve küresel ekonomik belirsizlikler konusundaki endişeleri yansıtıyor olabilir. Eğer bu duygu devam ederse, tüketici harcamaları ve işletme yatırım kararlarını etkileyebilir, dolayısıyla genel ekonomi üzerinde somut bir etki yaratabilir.
Uzmanlar, hükümet ve işletmelerin bu eğilimi yakından takip etmeleri ve istihdam pazarındaki güveni artırmak için mesleki eğitim yatırımlarını artırmak, yenilikçi girişimleri teşvik etmek ve daha hedefli istihdam destek politikaları geliştirmek gibi önlemleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini öneriyor. Aynı zamanda, bireyler de kendilerini geliştirmek için aktif olarak becerilerini artırmalı ve olası istihdam pazarı değişikliklerine hazırlıklı olmalıdır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
16 Likes
Reward
16
8
Repost
Share
Comment
0/400
RumbleValidator
· 19h ago
Verimlilik değerlendirme ilkesine dayalı olarak, %89,7'lik bir uyarı sinyali belirmiştir... Veriler yalan söylemez!
View OriginalReply0
AirdropChaser
· 08-25 18:57
Oyun oynamak ayrı, para harcamak ayrı.
View OriginalReply0
CryptoComedian
· 08-25 18:35
enayiler abla kendi özgeçmiş becerilerini güncellemelidir.
Son zamanlarda yapılan bir anket, ABD halkının %62'sinin önümüzdeki yıl içinde işsizlik oranının yükseleceğini beklediğini gösteriyor; bu rakam 2008 küresel finans krizinden bu yana görülen en yüksek seviye. Dikkate değer bir şekilde, bu oran 12 ay içinde iki katına çıkmış durumda, ki bu durum ekonomik durgunluk dönemleri dışında son derece nadir bir olgudur.
Araştırma ayrıca ilginç bir olguyu gün yüzüne çıkardı: Yüksek gelir gruplarının istihdam beklentilerine duyduğu endişe, orta ve düşük gelirli ailelerden bile daha fazla. Bu yaygın karamsar ruh hali, tarihsel olarak genellikle işsizlik oranlarındaki keskin artışla yakından ilişkilidir.
Analistler, bu kadar büyük ölçekli bir beklenen değişimin geçmiş ekonomik döngülerde genellikle işsizlik oranlarının fırlamasıyla ilişkilendirildiğini belirtiyor. Bu durum, ekonomistlerin ve politika yapıcıların büyük bir dikkatle izlediği bir olgu haline geldi; bu kişiler, alım gücünü değerlendirmek için istihdam piyasasındaki gelişmeleri dikkatlice takip ediyorlar.
Amerika Birleşik Devletleri'nde resmi işsizlik oranı şu anda oldukça düşük seviyelerde olmasına rağmen, halkın bu yaygın endişe duygusu, ekonomik büyümenin yavaşlaması, enflasyon baskıları ve küresel ekonomik belirsizlikler konusundaki endişeleri yansıtıyor olabilir. Eğer bu duygu devam ederse, tüketici harcamaları ve işletme yatırım kararlarını etkileyebilir, dolayısıyla genel ekonomi üzerinde somut bir etki yaratabilir.
Uzmanlar, hükümet ve işletmelerin bu eğilimi yakından takip etmeleri ve istihdam pazarındaki güveni artırmak için mesleki eğitim yatırımlarını artırmak, yenilikçi girişimleri teşvik etmek ve daha hedefli istihdam destek politikaları geliştirmek gibi önlemleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini öneriyor. Aynı zamanda, bireyler de kendilerini geliştirmek için aktif olarak becerilerini artırmalı ve olası istihdam pazarı değişikliklerine hazırlıklı olmalıdır.